RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
BLOG
Köşe Yazısı
Dünyada yaşanmayı ve kenetlenmeyi sağlayan ince, narin, bir his veren ''değer''dir Sevgi...
Doğumdan ölüme kadar insanların etrafında dolaşan, tanışma imkanı bulanlara mutluluk veren bir duygudur Sevgi...
Zamanla bağımlılık yapan, alışkanlık haline geldiğinde vazgeçilmez bir tutkuya dönüşen, insanlara neşe katan bir yaklaşımdır Sevgi...
İnsan taşıdığı ve yaşadığı duygularla değer kazanmaktadır. Sevmek duygusu da insana verilmiş en güzel ve anlamlı duygulardan bir tanesidir. Sevgi, sadece insana mahsus bir duygudur. Bu duyguyu, en mükemmel şekliyle yaşayabilen sadece insandır. Sevgi, insanların bir çoğunda küçük bir kıpırtıyla başlayan, hayatı yaşanabilir hale getiren ve Allah'ın kullarına bahşettiği, birbirlerine karşı kullanması için gönderdiği bir ''değer''dir. Bu değeri ne kadar sık kullanırsak, birbirimizi ne kadar çok seversek, o kadar mutlu ve huzurlu oluruz. Bu değeri kullanmazsak heyecansız, sevgisiz, yaşadığını zanneden susuz bir ağacın dalları gibi oluruz. Sevgi paylaştıkça çoğalır. Allah'ı, Peygamberimizi, insanları, hayvanları, yaşamayı sevmek bizi biz yapan önemli bir ''değer''dir.
Sevgi, içinde hoş görmeyi ve diğer insanlara karşı anlayışlı, sıcakkanlı olmayı barındırır. Bir toplumun fertleri birbirlerini sevmiyorlarsa o toplumun sosyal anlamda gelişmesi ve dayanışma içinde olması beklenemez. Bir insanın sahip olması gereken en önemli özellik insan sevgisidir. Çünkü insanları seven kişilerden hiç kimseye kötülük gelmez. İnsanları sevmek, insanlar arasında ayrım yapmamak, tüm insanları olduğu gibi kabullenmek demektir. Bu sevgi hem bireyleri hem de toplumları yüceltir ve toplumsal bağların kuvvetlenmesinde insanlara yardımcı olur.
İnsan bedenine bahşedilen ruh ancak sevgiyle nefes alır. Sevgi, Yunus Emre, Mevlana gibi gönül insanlarının nazarında “yaratılanı severiz, yaratandan ötürü” şeklinde ifadesini bulmuştur. Çıkardan, menfaatten uzak karşılıksız bir sevgidir onların nazarında. Her şeye karşı koşulsuz bir kabul ve her şeyi anlama çabasının sonucudur. Sevgi, güzel ve kalbi duyguların hayatımızda anlam bulmasıdır. Tüm yaratılmış varlıklarda güzel tarafları görebilmek ve muhabbet duyabilmektir. Yunus Emre gibi “sevelim, sevilelim; dünya kimseye kalmaz” diyebilmektir gerçek sevgi.
İnsanlar arasındaki dostluğu kardeşliği, yakınlığı sağlayan sevgidir. İnsanlar bir birlerini sevmezlerse birlikte oyunlar oynayamaz, arkadaş olamaz ve birbirlerine yakınlık duyamazlar. Birbirine yakınlık duymayan insanlardan toplum, toplum olmayan insanlardan ise ortak bir kültür elde edilemez. Aileler bu birlikteliği sağlayan en küçük ve özel yapılardır. Ailelerden başlayan sevgi kıvılcımı toplumu sardıkça, sevginin büyüsü evrene yayılır ve toplum birbiri için kendi çıkarlarını düşünmeyen bütüncül bir yapıya bürünür.
Peygamber efendimizde hadis-i şerifinde öyle dememiş midir?
"Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.'' Efendimiz sevginin önemini o kadar güzel örneklendirmiştir ki söyleyecek fazla bir şey kalmamaktadır. Hepimiz birbirimizi sevelim, kin gütmeyelim ve iman etmiş olalım.
Sözlerime sevginin güzel bir örneğiyle son vermek istiyorum;
Hintli bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır; ama akrep onu tekrar sokar. Yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. Ama Hintli adam söyle der: "Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?" Sevmekten vazgeçmeyin. İyiliğinizden vazgeçmeyin. Etrafınızdaki akrepler sizi soksalar bile...
Hakan ERDEM