RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
RÖPORTAJLAR
Üçer:“Hayatta beklentiyi büyük tutmayacaksın ama içinde bir yerde hayalini yaşatacaksın” dedi.
Çılgın Dershanenin Zeynep’i, Beni Bırakma’nın Elif’i en çok da gerçek hayatın Merve Üçer’i; hakkında merak ettiklerinizi, aile hayatını ve kendisi ile ilgili bilinmeyenleri samimiyetle yanıtladı.Yaşam felsefesini hayatta beklentiyi büyük tutmayacaksın ama içinde bir yerde hayalini yaşatacaksın şeklinde açıklayan Üçer, Değer dergisinden etkilendiğini ve sıkı bir takipçisi olacağını söyledi.
Kendinizden bahseder misiniz?
15 Mayıs 1992 yılında Ankara'da doğdum. Doğma büyüme Ankaralıyım ama aslen Niğdeliyiz. İki kardeşiz, bir erkek kardeşim var 24 yaşında. Ankara Üniversitesi felsefe bölümü mezunuyum. Lisedeki felsefe hocamı çok severdim hayat görüşü olarakta çok farklı bulurdum. Felsefeye ilgi duyduğum için onun da yönlendirmesiyle bu bölümü okudum. Bölümümü dereceyle bitirdim.
Çok çalışkan ve disiplinli bir öğrenciydim. Ders saatinden çok önce okula gidip en ön sırayı kapmaya çalışacak kadar tabiri caizse inek bir öğrenciydim. Evde vakit geçirmeyi severim, yoğun tempo gereği çok fazla evde bulunamasam da evci bir insanım. En iyi arkadaşım annemdir, her şeyimi onunla paylaşırım ve yaparım. Mükemmelliyetçi bir yapıya sahibim. Yaptığım her işi en iyisi olacak şekilde yapmaya çalışırım. Şu an hayatımda oyunculuk var ve bunu da en iyi şekilde yapmak için gece gündüz çalışıyorum.
Çocukluğunuzdan bahseder misiniz?
Ailemle birlikte guzel bir çocukluk yaşadım. Sessiz ve sakin bir çocuktum ama aynı zamanda eğlenmekten de keyif alırdım. Okul hayatım çok güzel geçti. Arkadaşlarımla yaramazlıklar da yapardım fakat her zaman hocalarım tarafından aileme teşekkür edilen bir çocuk oldum. Ailece zorluklar da yaşadık, güzellikler de. Ama bulunduğumuz her durumda şükretmeyi bilen bir aile olduk. Baskı yapan bir ailede yetişmedim. Aksine bana yaptığım her işte cesaret veren bir ailem oldu. Onlar en büyük destekçim ve rehberim oldular. Azla yetinmeyi çok olunca da savurgan olmamayı ve her zaman en kötü durumdaki insanları düşünmem gerektiğini öğrettiler.
Biraz da okul hayatınızdan bahsedelim.
Okul hayatım Ankara'da geçti. Başarılı bir öğrenciydim. Ancak matematikte zorlanırdım.Tiyatroya hep ilgim vardı. Kısa bir süre hazırlandım ancak o dönem kısmet olmadı. Tekrar da denemedim. Bölümümü severek okudum, akademik kariyer de düşündüm ancak o zaman aile işi olan tekstilden zevk almaya başlayınca kendime bir butik actım.
MissTurkey yarışmasına katılmıştınız. Nasıl gelişti bu yarışmaya katılma fikri?
Evde annem ve babamla otururken Miss Turkey reklamlarını gördük. Babam küçüklüğümden beri hep soylerdi, yarışmaya katılıp derece alsan, bizi gururlandırsan diye. Başvuruyu yaptık annemle ve İstanbul’a görüşmeye gittik. Mülakata girdim, 3500 kişi arasından ilk 20'ye kaldım. Tabii ki çok mutlu olduk ama ilk defa ailemden ayrı kaldığım için olsa gerek çok ağladık annemle. Benim icin çok farklı bir deneyim oldu. İlk defa hiç tanımadığım bir insanla aynı odada kaldım, 20 tane hiç tanımadığım kızla bir aradaydım. Hepimiz farklı şehirlerdendik. Çok disipline bir şekilde 20 gün boyunca dans dersleri aldık, diyete girdik, spor yaptık, bir koreografi hazırladık ve yarışmaya çıktık. Bu yarışma sonucunda 5. oldum.
Oyunculuğa gelelim. Oyunculuk hayalinizde olan bir meslek miydi?
Oyunculuk hayalim olan bir meslekti ama çok fazla da üzerine düşmedim. Hobi olarak yaptım, dizilerde figuranlık bile yaptım ve bundan zevk aldım. İnsan sevdiği işi yapınca hiçbir şeyden gocunmuyor. Normalde sevmediğim bir işi 5 dakika olsun yapmazken oyunculuk söz konusu olunca 26 saat süren bir çekimden sonra bile hala enerjik kalabiliyordum. Şu an tam olarak içindeyim ve diyorum ki evet hayalimi yaşıyorum.
Oyunculuk için temel bir eğitim aldınız mı?
Yaz dönemlerinde Ankara ve İstanbul olmak üzere bazı sanat merkezlerine gittim. Oyun yazdık, yönettik, oynadık, çok zevkliydi. Oyuncu koçu Betul Alganatay'la oynadığım film öncesi kısa bir sure çalıştık. Oynadığım dizi öncesinde beni seçmelere hazırlayan Cantuğ Turay'la derslere devam ettim. Şu anda ise oyuncu koçu Deniz Gökce’yle eğitimime devam ediyorum.
Hangi projelerde yer aldınız?
Bir şampuan frimasından reklam teklifi geldi. Clear şampuanlarında Burak Özçivit ile beraber reklamda yer almak icin goruşmeye cağırıldım. Fakat Çılgın Dershane icin de başrol oyuncusu aranıyordu o tarihlerde Çılgın Dershane için de görüşme yaptık. Görüşme olumlu geçince şampuan reklamını iptal ettik. Ertesi gün de Çılgın Dershane projesi için sözleşmelerimizi imzaladık. Başroldum, çok guzel bir deneyimdi. İlk filmim olduğundan dolayı ben de özel bir yeri vardır.
Atv’de yayınlanan Beni Bırakma dizisinde oynuyorsunuz. Dizide oynama teklifi nasıl gelişti?
Oyunculuk her zaman içimde bir ukte olarak kalmıştı. Ancak Ankara'da çok fazla seçeneğim de yoktu. Beni yönlendirecek bir menajerim de yoktu. Aile dostumuz olan halen bağlı olduğum Setroom Cast ajansın sahibi Gizem Cengiz o zaman ajansını kuruyordu. Onunla konuştuk ve ben yeniden oyunculukla ilgilenmek istediğimi söyledim. Şu an oynadığım dizimizin yapım şirketi yeni bir dizi çekimlerine başlayacaktı. "Sevdim Seni Bir Kere" dizisi için goruşmeye gittim. O sırada oynadığım dizi için de aynı zamanda deneme çekimleri yapılıyordu.
Deneme çekimine katıldım. Çok heyecanlıydım, yapımcımız, yönetmenlerimiz ve Berkay Veli ile görüştüğümde heyecanım geçti. Görüşmeye 6 kişi çağrılmıştı, enerjimiz çok iyi tuttu. Berkay beni çok guzel yönlendirdi. O gün seçileceğimi hissettim, kısa sure sonra da seçildiğime dair haber geldi, çok mutlu oldum. Diziye Elif karakteri olarak dahil oldum ve devam ediyorum.
Diziden biraz bahseder misiniz?
Dizi şu anda 3. sezonunda, ben de bu sezon dahil oldum diziye. Hiç yabancılık çekmedim ama sanki 3 yıldır bu dizideymişim gibi hissettim. Bunun için çok mutluyum. Aile hayatı, aşk, dram, entrika dolu olan bir dizi çekiyoruz. Günlük dizi olduğu için her şey çok hızlı gelişiyor, konularda aynı şekilde. Çalışma koşulları da biraz daha yoğun haftalık dizilere göre, haftada 1 gün repomuz var, onun dışında 6 gün genellikle setteyiz.
Oyunculuğun siz de değiştirdiği şeyler nelerdir?
Her şeyden önce farklı bakış açısı kazanıyorsun. Merve olarak birkaç düşünce biçimin, davranışın varken dizide oynarken bu daha fazla oluyor. Bambaşka bir karakteri oynuyorsun kendinden. Bazı özellikleri benzese de o sen değilsin ama o oluyorsun, bir zaman sonra onun gibi düşünmeye başlıyorsun, bu günlük hayatına da yansıyor. Çok güzel bir deneyim her şeyden önce. Farklı duygu durumları öğreniyorsun, rolune inanıyorsun ve sette artık Elif 'sin.
Ankara dizilerinin Türkiye’de farklı bir yeri vardır. Birçok dizi İstanbul’da çekiliyor. Fakat son 10 yıllık dönemde Ankara dizileri yoğun ilgi görüyor. Siz de bu ilgiyi hissediyor musunuz?
Evet, Ankara dizileri çok az sayıda oluyor. Genellikle de gündüz kuşağında oluyor ama bence çok farklı bir yeri var özellikle Ankaralılar için. Aldığım tepkiler çok güzel. Ankaralı olan insanlarla karşılaştığımda bu tarz dizilerin daha çok olması gerektiğini, Ankara’nın da çok güzel yerleri olduğunu, değerinin daha iyi bilinmesi gerektiğini söylüyorlar. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bir Ankara dizisinde rol aldığım için çok mutluyum.
Örnek aldığınız ya da oyunculuğunu beğendiğiniz birileri var mı?
Neslihan Atagül ve Beren Saat'in oyunculuklarını çok beğeniyorum ancak örnek alınacak olursa hem aile hayatı hem de oyunculuk olarak Berguzar Koreli söyleyebilirim.
Merve Üçer’in bundan sonraki hedefi nedir?
Bundan sonraki hedefim oyunculuk yolunda kendimi geliştirmek ve her gün kendime bir şeyler katmak. Çünkü oyunculuk sonu olmayan bir yol, her gün farklı bir şey öğreniyorsun, deneyimliyorsun. Ancak şanslıyım ki şu an her şeyi kendi setimde öğreniyorum. Burası benim için bir okul, kamera teknikleri, oyunculuk anlamında kendimi en iyi geliştirebileceğim yerdeyim.
Değer dergimizin şubat sayısı konuğusunuz. Şubat ayı değerimiz aile ve toplum. Ailenin toplumdaki önemiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Aile, doğduğun andan itibaren her şeyi öğrendiğin yer. Aile bence bir insanın pusulası, her zaman doğruya yönlendiren, koşulsuz güvenebileceğin tek yer. Ama bir yandan da bir insanın şansı olduğunu düşünüyorum. Bu şansı hiç elde edemeyen, ailesi olmayan insanlar olduğu gibi ailesi olup da tam tersi kötu şeyler yaşayabildiği aileler de yok değil tabii.Toplumda ailemizden gördüklerimizle var oluyoruz, öğrendiklerimizle kendi karakterimizi yaratıyoruz. İyi bir ailede yetişmek, geleceğini oluşturan en büyük unsurlardan biri bence. Ben bu konuda çok şükür şanslı olduğumu düşünüyorum. Tabii ki çeliştiğimiz konular olmuyor değil ailemle, onların düşüncelerini doğru bulmadığım çok şey de oluyor ancak yaşadıkca, tecrübe ettikçe hep kendime söyledi.
Dergimiz bir derginin de ötesinde eğitim, kültür ve yaşamsal konularda makalelerin yer aldığı bir yayın. Ayrıca personelimizin ve hükümlü-tutukluların da ilgiyle takip ettiği bir dergi. Dergimizle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Değer dergisini ayrıntılı olmasa da biraz inceleme fırsatı buldum. Ceza infaz kurumlarına eğitim, kültür ve iyileştirme amacıyla böyle bir dergi gönderilmesi beni çok etkiledi. Tek bir alana yonelmemesi de cok guzel. Kesinlikle cok oğretici,
eğitici. Derginiz guzel bir işe onculuk ediyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri
yetkililerine boyle harika bir dergi yayınladıkları icin de ayrıca teşekkur ediyorum.
Değer dergisini arkadaşlarıma tavsiye edeceğim ve okuyacağım inşallah.
Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Değer okurlarına, sağlık ve mutluluk diliyorum. Özellikle çocuklar icin ben de elimden gelen bir şey olursa katkı yapmak isterim. Mesela; ceza infaz kurumundaki bir çocuk ile tanışmak isterim. Onlara sevgilerimi iletiyorum, Allah yardımcıları olsun. Umutlarını kaybetmesinler; çünkü bu hayatta olmaz dediğimiz her şey olabiliyor, imkansız olan her şey olabiliyor, mucizelere inansınlar; çünkü hayatta bitti dediğimiz yerden yeniden başlıyoruz. Sağlıkla ilgili, özel hayatımla ilgili çok kötü şeyler yaşadım. Hayatım bitti dedim, ben ne yapacağım dediğim anda bir mucize oldu. Dizide oyunculuk yapmak hayalimdi gerçek oldu. Bazen beklentiyi büyük tutmayacaksın ama içinde bir yerde hayalini yaşatacaksın. Ben öyle yaptım, bir gün olacağını hissettim ama üzerine çok fazla düşmedim, oluruna bıraktım, oluruna bıraktığım noktada oldu. O yüzden umutlarını kaybetmesinler yani gönüllerini iyi tutsunlar, temiz tutsunlar. Bir gün onlar için de bir mucize olacak diye düşünüyorum.
Ayrıca özveriyle çalışan ceza infaz kurumu personelinize de sevgi ve selamlar gönderiyorum. Size de kıymetli röportajınız için çok teşekkür ediyorum.
Röportaj: Hakan ERDEM